Blogroll

26 Ekim 2014

Amelie Nothomb - Kara Sohbet

Bir iş görüşmesi için Paris'e gidecek olan Jerome Angust, uçağının gecikme yapmasıyla birlikte sıkıntıyla bir köşede oturup kitabını okumaya başlar. O sırada son derece sinir bozucu bir yabancı Jerome'u kendisi kadar sinir bozucu bir sohbete katılmaya zorlar, hiç susacak gibi de görünmüyordur. Ve böylece olaylar gelişir ( Ve sohbet gelişir demek daha doğru olacak sanıyorum. )

Kara Sohbet, Amelie Nothomb'un okuduğum ikinci kitabı ve kesinlikle son olmayacak. Takip edenlerim ve arkadaşlarım Nothomb'un Yağmuru Seven Çocuk kitabını ne kadar çok sevdiğimi bilir. Bu kitap da - onun yerini almayacak olsa da - aynı derecede başarılı. Aslında ikisi arasında anlatım ve üslup açısından dünyalar kadar fark var. Yağmuru Seven Çocuk ne kadar naif ve sevimli duygular bırakıyorsa Kara Sohbet de tam tersi bir rahatsızlık içinde geçiyor. Yazarın kim olduğunu bilmesem onun yazdığının farkına bile varmazdım sanırım. Hangi kitabı genel yazım tarzına daha çok yaklaşıyor bilmiyorum, belki de tüm kitapları birbirinden tamamen farklıdır, ki bu da yazdığı her şeyi ne olursa olsun okuyacağım gerçeğini pekiştiriyor sadece. Artık bu kadının kötü bir şey yazabileceğine kesinlikle inanmıyorum. Evet, bu kadar hayranlık sadece iki kitapla!

Kitap hakkında olayın ilerleyişini yansıtabilecek ya da spoiler diye adlandırılabilecek  2 dönüm noktası var - ki ikisinde de sesli olarak 'Hass..' diye tepki vermişliğim söz konusu. Evet, çok terbiyesiz bir okuyucuyum, ne yapalım ^^ - kitabın okuyucuları tarafından Fight Clubvari bir sona sahip olduğu benzetmesinin yapılması da ne kadar şaşırtıcı bir son bekleyebileceğimiz konusunda bir ipucu. Bu dönüm noktası dışında tüm kitap, adından anlaşılabileceği üzere bir sohbetin içinde geçiyor. Ama dil o kadar kuvvetli - çevirmene buradan binlerce teşekkürler - sadece bir sohbet aracılığıyla yavaş yavaş işlenen ve okuyucuya yansıtılan karakterler o kadar başarılı ve kurgusu öyle yerinde ki.. Diyalog yazımının ne kadar zor bir iş olduğu düşünülürse, bir kitabı tamamen diyalog üzerine kurup altından başarıyla kalkabilmek benim için kitabı favorilerim arasına almama yeter de artar bile.

Bıraksam kendimi sabaha kadar öveceğim kitabı ama artık susuyor, sizi alıntılarla baş başa bırakıyorum. Nothomb okuyun, okutun. Pişman olmayacaksınız ^^


'' Okuyan insan, yani gerçekten okuyan insan, başka bir aleme geçer. ''

 '' - O halde Tanrı'nın var olduğuna yine de inanıyorsunuz?
  + Evet, sürekli hakaret ettiğime göre.
  - Neden hakaret ediyorsunuz?
 +Onu tepki vermeye zorlamak için. Ama işe yaramıyor. İnsanlar bile onun kadar sümsük değiller.  Tanrı duygusuzun teki. Görüyor musunuz? Bu kadar hakaret ediyorum, o ise ağzını bile açmıyor.
  - Ne yapsın istiyorsunuz? Üzerinize yıldırım mı yollasın?
 + Siz Zeus'la karıştırıyorsunuz, beyefendi.

'' Ölümde müstehcen bir taraf yoktur. ''

'' - Sizi öldürmesini mi istiyordunuz?
  +Evet, buna ihtiyacım vardı.
  - Siz kudurmuşsunuz.
  +Sanmıyorum. Bence, davranışlarının bir açıklaması olmayan kişiye deli denir. Ben ise, kendiminkileri baştan sona açıklayabilirim. ''

'' Daha önce beni öldüren olmadı. Belki de çok hoş bir şeydir.  İnsan, tatmadığı duygular hakkında önyargılı davranmamalıdır. ''

'' Dostum, kendini bu denli kısır özelliklerle tanımlamana bakılırsa, çözülmesi güç biri değilsin. Bu, insanın beyninin alışılmış bir özelliğidir. İşin özüyle uğraşmamak için ayrıntılarla uğraşırsın. ''


   Bol kitaplı günlere

0 kez mırlanmış.:

Yorum Gönder