Blogroll

19 Aralık 2010

Ben senin yaşındayken,ohoo..

Uzun bir süreden sonra yeniden merhaba sevgili okuyucu..

Çok meşguldüm,sınavlarım vardı bla bla diyebilmek isterdim ama hayır,sadece ne yazacağımı bilemedim,bir zamanlar dünya dolusu gelen ilham perilerim beni terketti,ne yazacağımı bildiğimde de yazmaya üşendim.Böyle pis bişey oldum yani.Özür dileyerek yine çok ilham gerektirmeyen bir yazıya giriş yapmak istiyorum.

Yazımın konusuna gelecek olursak,internette gezinirken(ki artık bildiğiniz üzere bu çok sık yaptığım bir şey)
ilgimi çeken bir siteye daha rastladım.Bu sitenin özelliği;istediğiniz yaşı belirleyip kutucuğa yazdığınızda,karşınıza diğer insanların o yaştayken yaptığı önemli işleri çıkarması.
Bu yazım için,21 yaşı seçip Türkçeye çevirdim.Bakalım kimler 21 yaşındayken ne yapmış.

Jack London, Klandike altın avına çıkmış,zorlu geçen bir seneden sonra hiç altın bulamadan evine geri dönmesine rağmen en iyi öykülerini de bu dönemde yazmış.

Thomas Edison, ilk buluşunu gerçekleştirmiş: Elektrikli Oy Kaydedicisi.Bu icadı beklediği başarıyı yakalayamayınca,Edison kendini pazarı olan ürünleri icat etmeye adamış.

İtalyan kemancı ve besteci Giuseppe Tartini, ruhunu şeytana sattığı bir rüya görmüş ve uyandıktan sonra bu rüyasını anlattığı 'Devil's Sonata' en başarılı eseri olmuş.

John Dilligner,bir market soygununda yakalandıktan sonra,9 yılını hapiste geçirmiş.FBI tarafından vurulup öldürülene kadar da,Amerika'nın bir numaralı halk düşmanı olarak görülmüş. (Bu pek iyi bir örnek olmadı sanırım,neyse :) )

Herman Melville, güney denizlerinde çıktığı balina avının zorluklarına dayanamayarak,bir kaç arkadaşı ile gemiyi terketmiş ve bir süre bir yamyam kabilesi olan Typee yerlileri ile birlikte yaşamış.Ve bu günleri ünlü romanı Moby Dick'e ilham kaynağı olmuş.

İngiliz Kimyacı Humphry Davy, azot oksidülü(güldürücü gaz) keşfetmiş.Ve bu keşfinin anestezi amacıyla da kullanılabileceğini belirtmiş.

Jesse Ball, 129 saat boyunca uyanık kalmış.Aynı yıl içerisinde kendisine 13 yıl sürmüş gibi gelen bir rüya görmüş.

Pablo Casals, çello çalma tekniklerinde önemli düzenlemeler yaparak tarihe adını yazdırmış.

Luther Burbank, Lunenburg-Massachusetts yakınlarında 17 akrelik ( 1 akre: 4047m2) bir arsa satın almış ve 55 yıl boyunca sürdüreceği bitki yetiştiriciliğine başlamış.

Pittsburgh'lu şarkı yazarı Stephen Foster, hızlı bir şekilde başarıyı yakalayan şarkısı 'Oh!Susanna!' yı yazmış.

Fransız Matematikçi Evoriste Galois, grup teorisi de dahil olmak üzere pek çok teorisini bu yaşta bulmuş.

Ve son olarak hepimizin bildiği gibi, Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u 21 yaşında fethetmiş.

Neden 21 yaşı paylaştığıma gelirsek,hayır 21 yaşında değilim ve bunu seçmemin özel bir nedeni de yok.

Siz de insanlar sizin yaşınızdayken kayda değer neler yapmış merak ediyorsanız,aşağıdaki linke tık yapabilirsiniz;

http://www.museumofconceptualart.com/accomplished/

Kişisel not: Şahsen,siteyi sunduğu içerik açısından başarılı buldum.Ama daha göze hitap eden tasarımlar kullanılabilirmiş.Ayrıca,yazıları okurken bir yerlerden 'Bak insanlar senin yaşında neler yapmış,sen hala burada oturuyorsun,kalk git bi işe yara!' gibi bir mesaj çıkmasını da beklemedim değil. :)

Kişisel Not 2: Bu yazıyı aynı zamanda, yazarbunlar.blogspot.com adresinden okuyabilirsin.Böylece üşengeçliğin nasıl dibine vurduğumu da anlayabilirsin.

Sağlıcakla kal sevgili okuyucu!

5 Aralık 2010

An gelir sinirlenirim.


Geçenlerde trene binmiş eve doğru gidiyordum ki,duraklardan birinde bir çocuk köpeğiyle birlikte vagona girdi.Tabii bu duruma alışık olmayan insanlarımızdan -ben de dahil olmak üzre- çeşit çeşit tepkiler verdi.İzninizle pek canımı sıkan bir tepkiyi paylaşmak istiyorum sizinle burada.İzin vermezseniz paylaşmicam gibi bir etki oluşmasın üstünüzde,öyle bişi demedim hayır .
Kadının biri,köpeği görünce yerinde duramamaya,değişik kıpırdanmalar içine girmeye başladı,ardından ilk gördüğü görevliye trenlere hayvan sokmak yasak değil mi,biz bunları burada görmek zorunda mıyız diye hümkürdü.Evet,hümkürdü.Köpek de o sırada sahibinin ayaklarının dibinde sakince yatmaktaydı.Şimdi ben de o sırada içimden geçenleri hümkürmek istiyorum.
A beyin gelişiminden zerre nasibini almamış kadın!Sırf sen korkuyorsun diye,orada sesini çıkarmadan masum masum duran hayvana senin bulunduğun yerde bulunmaması gerektiğine karar verecek gücü kendinde nasıl buluyorsun ha?Bu nasıl bir kendini üstün görmektir?
Belki ben de senin gibileri görmek istemiyorumdur o vagonda onu napcaz?Ya da mağaradan yeni evrilip de gelmiş ayıları?Ya da mikrofon yutmuşçasına konuşup tüm hayat hikayesini reklam eden görgüsüzleri?Bunların hepsinin toplum içinde bulunmasında sorun yok,ama orada kendi halinde kimseye zarar vermeyen köpeğe gelince konu, bunların buraya girmesi yasak değil mi oluyor öyle mi?Bi siktir git lütfen!çevreye kendi verdiğin rahatsızlıkları bi düşün,gözden geçir önce ki ondan sonra başka insanların ya da hayvanların haklarını/yasaklarını sorgulayabilesin.
Ha o da mı olmadı,o zaman git kendine bir araba al,ne sen böyle durumlarla karşılaşıp o nadir bulunur rahatını boz,ne de çevrendeki insanların sinirini zıplat.En mantıklısı bu bence.

2 Aralık 2010

Şimdi gelecekteki kendine mail atma zamanıdır.

Pek sevgili okuyucu,farkettiysen son 2-3 yazım keşfettiğim yeni siteleri önerme içerikli olmuş.Neden diye sorarsan,ilham perimi kaybettim,yazacak adam gibi şeyler bulamıyorum diye itiraf etmem,hayır yapmam bunu.En pişkininden,değişiklik olsun biraz dedim,fikirlerimi paylaşmak istedim diye hedelenirim.Ve site önerme eylemime devam ederim.İlgilenmiyorsan bundan sonrasını okumayabilirsin.Ama oku bence.
 En son keşfettiğim sitenin içeriğine gelirsek; kendine ileriki bir zamanda ulaştırılmak üzere bir mail atmana yardımcı oluyor bu site.Bu kadar basit.Ve bir o kadar da eğlenceli.
Anasayfada göndermek istediğin mail adresi(illa kendine göndermek zorunda değilmişsin),konu başlığı ve doğal olarak göndereceğin mail için bir alan var.Bu kısımları hallettikten sonra maile ne zaman ulaşmak istediğini seçiyorsun.İster 2 yıl sonra,ister 10 yıl sonra,ister 1 hafta sonraya gönderebiliyorsun.Son olarak da mailini sessiz sedasız gönderip gitmek mi yoksa sitede diğer kendine mail gönderenler arasında yayınlanmak mı istediğini seçiyorsun.İşte bu kadar!
 Ben şahsen,2 yıl sonra ulaşacağım bir mail gönderdim kendime.Yazarken pek eğlendim,duygulandım,2 yıllık süre zarfında mail adresime zarar gelmemesini,o maile ulaşabilmeyi ve işalla ölmem o zamana kadar yarappim demeyi de unutmadım.Hiç bir aksilik olmazsa,yazarken geçirdiğimden çok daha güzel bir kaç dakika geçireceğimi umuyorum.
 Ve tabii ki linki paylaşmadan geçmiyorum. Adresimiz şöyle; www.futureme.org
Nasıl,güzel di mi? Haydin iyi eğlenceler :)